Gece saat iki suları olmalıydı
Minibüsten erken inmiş
Kepenkleri kapalı dükkanların sırasında
Sağ yanım mutedil dalgalı
İçimi titreten nemli boğaz esintine inat
Nedense üç düğmesi açık gömleğimin
En meşru yanım, ceketim, kolumda iki büklüm
Kafamda muhtemeldir ki üç dublenin dumanı
Adımlarken evin yolunu
Soldaki dik merdivenlerde gördüm onu ilkin.
Sonraki sabah börekçide gördüm
Masada kürt böreği ve çay bardağında sıcak süt,
Derken akşam Fındıklı’da bir ara sokakta rastlaştık
Yanımda kızıl saçlı bir kadın,
Sonra sinemada, çay bahçesinde, iş yerinde,
Pazarda, parkta, kitapçıda,
Metroda, trende,
Böyle belki on beş yirmi gün sürdü bu tesadüfler.
Yaz memur bey;
Dört sokak lambasından gayrı,
On yedi yıldız ve yarım bir ay,
Karşı kıyıda Üsküdar ve Paşa Limanı,
Üç küçük tekne ve bir şilep,
İki martı ve bir yaşlı karga,
Ve kör bir şair
Şahidimdir ki
Az önce birini denize ittim
Arkası dönüktü
Ne olduğunu dahi anlayamadı
Artık gizlenmeyi beceremeyen
Hayatımın gizli tanığını
Akıntıda çırpınırken seyrettim bir süre
Ta ki karanlıkta yitip gidene kadar.
****************